SOKAK HAYVANLARI YAŞAMA HAKKI
Sokak Hayvanlarının Yaşama Hakkı
Sokak hayvanlarının yaşamaya hakkı var mı? Soruyu şu şekilde de sorabiliriz ‘Biz insanlar dışında diğer canlıların yaşamaya hakkı var mı?’ İnsanoğlu kendi cinsine karşı insafsızdır. Yakın tarihimiz ve günümüzdeki olaylar (savaşlar,iç savaşlar,dinsel-etnik kargaşalar savaşlar, kadınlara, çocuklara,bebeklere yapılan işkenceler, eziyetler, sapıklıklar vb..)anımsandığında insanoğlunun acımasızlığı, bencilliği, doyumsuzluğu ortadadır. Gazete sayfalarında bebeklere yapılan eziyet,kolunu kırma, sigara basma haberlerini üzülerek okuyoruz. Bu bağlamda,
sokak hayvanlarının yaşadıkları çok daha farklı mı acaba? Kuyruğu kesilen,kulağı kesilen -estetik (!) amaçlı baytarların kestikleri-, boynuna tel bağlanan, jilet atılan, gözü oyulan, aç-susuz bırakılan köpekler-kediler… Canlıların insanlardan çektikleri aynı olabilir. Ancak, insanlar kendilene yapılana bir şekilde karşılık verebiliyorlar. Konuşabiliyorlar, hak arıyorlar. Eziyet gören hayvanlar bunların hiç birini yapamıyorlar. Belki de eziyet gören hayvanlardan insanların, en belirgin farklardan birisi bu. Hayvan haklarının savunucusu DOHAYKO (DOĞAYI VE HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ) burada devreye girmektedir.Dohayko gibi hayvan hakları ve çevreci kuruluşlar da bulunmaktadır.Bu yüce ruhlu insanların oluşturduğu dernekler merhamete muhtaç hayvanların ağızı , dili olmuşlardır.
Hayvanları korumanın bir peygamber davranışı olduğunu unutmamalıyız.
Bizler hayvanları sevmek zorunda değiliz.Ancak birlikte yaşamayı bilmek zorundayız. Sokak hayvanları,başka bir ifadayle; SOKAĞA BIRAKILAN HAYVANLAR ve sahipli hayvanların insanlarla birlikte yaşamasını düzenleyen 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu yürürlüktedir.Umarız daha kapsamlı ve etkili kanunlarda çıkartılır.Kedi ve köpekleri bizler evcilleştirdik. Bundan 20-25 yıl önce sokak hayvanlarını özgürce yaşadıkları yerlere binalar, apartmanlar dikildi Adana’da… Onlar bizden önce de bu topraklarda yaşıyorlardı. Sokak hayvanlarına karşı bu tahamülsüzlük neden. 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu sokak hayvanlarının belediyelerce toplanıp hayvan barınağında aşılanıp, küpelenip, kısırlaştırıldıktan sonra alındığı yere bırakılmasını gerektiğini
ifade eder. Çocukluğumuzda sokak köpekleri zehirlenirdi. Dernekleşememiş hayvan severlerde zehirlenen köpeğe yoğurt yedirerek kurtarırlardı. Tam bir trajedi ve insanlık ayıbı. Uzun yıllar zehirleme ve vurularak yok edilmeye çalışıldı sokak köpekleri. Sonuç, sokak köpekleri yok olmadı. Yanlıştı bu. İnsafsızcaydı bu.
Çok şükür azaldı bu katliamlar…
Sokaklarda aşılanmiş, küpeli ve kısırlaştırılmış sokak köpekleri
kaderlerini yaşıyabileceklerdir. Zaman içerisinde doğurma
oranı düştüğünden sokaklarda başıboş köpek görülmeyecek.
Adana’da Seyhan belediyesi gibi diğer ilçe belediyeleri aynı
çaba ve duyarlılığı gösterdiğinde sonuç alınabilinecektir.
Yazımı Bekir Coşkun’un karga ile ilgili bir yazısıyla bitireceğim.
Kargalar pek sevilmez. Son derece hafızaları zayıf kuşlarmış.
Buldukları tohumu saklarlar.Ancak unutkan oldukları için
nereye sakladıklarını bilemezlermiş. Kayaların üzerindeki
incir ağaçlarının sebebi kargaların unuttuğu tohumlarmış.
Ayrıca,kargaların dışkıların toprağa oldukça faydalıymış..
Sevimsiz olarak bilinen kargalar milyonlarca ağacın
oluşmasında rol alıyorlar.Canlıların yaradılışındaki hikmeti
anlamayabiliriz.Anlayamamız onları yok etmemizi gerektirmez.
Çevremizde yaşıyan kediler, köpekler, kuşlar , ağaçlar bir
sebepten vardır. Hiç bir şey sebepsiz ve rastlantısal değildir.
Bir hikmeti vardır.Bunları anlamak için düşünmeliyiz. İnsan
olmanın farkı da bu zaten..
sokak hayvanlarının yaşadıkları çok daha farklı mı acaba? Kuyruğu kesilen,kulağı kesilen -estetik (!) amaçlı baytarların kestikleri-, boynuna tel bağlanan, jilet atılan, gözü oyulan, aç-susuz bırakılan köpekler-kediler… Canlıların insanlardan çektikleri aynı olabilir. Ancak, insanlar kendilene yapılana bir şekilde karşılık verebiliyorlar. Konuşabiliyorlar, hak arıyorlar. Eziyet gören hayvanlar bunların hiç birini yapamıyorlar. Belki de eziyet gören hayvanlardan insanların, en belirgin farklardan birisi bu. Hayvan haklarının savunucusu DOHAYKO (DOĞAYI VE HAYVANLARI KORUMA DERNEĞİ) burada devreye girmektedir.Dohayko gibi hayvan hakları ve çevreci kuruluşlar da bulunmaktadır.Bu yüce ruhlu insanların oluşturduğu dernekler merhamete muhtaç hayvanların ağızı , dili olmuşlardır.
Hayvanları korumanın bir peygamber davranışı olduğunu unutmamalıyız.
Bizler hayvanları sevmek zorunda değiliz.Ancak birlikte yaşamayı bilmek zorundayız. Sokak hayvanları,başka bir ifadayle; SOKAĞA BIRAKILAN HAYVANLAR ve sahipli hayvanların insanlarla birlikte yaşamasını düzenleyen 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu yürürlüktedir.Umarız daha kapsamlı ve etkili kanunlarda çıkartılır.Kedi ve köpekleri bizler evcilleştirdik. Bundan 20-25 yıl önce sokak hayvanlarını özgürce yaşadıkları yerlere binalar, apartmanlar dikildi Adana’da… Onlar bizden önce de bu topraklarda yaşıyorlardı. Sokak hayvanlarına karşı bu tahamülsüzlük neden. 5199 sayılı hayvanları koruma kanunu sokak hayvanlarının belediyelerce toplanıp hayvan barınağında aşılanıp, küpelenip, kısırlaştırıldıktan sonra alındığı yere bırakılmasını gerektiğini
ifade eder. Çocukluğumuzda sokak köpekleri zehirlenirdi. Dernekleşememiş hayvan severlerde zehirlenen köpeğe yoğurt yedirerek kurtarırlardı. Tam bir trajedi ve insanlık ayıbı. Uzun yıllar zehirleme ve vurularak yok edilmeye çalışıldı sokak köpekleri. Sonuç, sokak köpekleri yok olmadı. Yanlıştı bu. İnsafsızcaydı bu.
Çok şükür azaldı bu katliamlar…
Sokaklarda aşılanmiş, küpeli ve kısırlaştırılmış sokak köpekleri
kaderlerini yaşıyabileceklerdir. Zaman içerisinde doğurma
oranı düştüğünden sokaklarda başıboş köpek görülmeyecek.
Adana’da Seyhan belediyesi gibi diğer ilçe belediyeleri aynı
çaba ve duyarlılığı gösterdiğinde sonuç alınabilinecektir.
Yazımı Bekir Coşkun’un karga ile ilgili bir yazısıyla bitireceğim.
Kargalar pek sevilmez. Son derece hafızaları zayıf kuşlarmış.
Buldukları tohumu saklarlar.Ancak unutkan oldukları için
nereye sakladıklarını bilemezlermiş. Kayaların üzerindeki
incir ağaçlarının sebebi kargaların unuttuğu tohumlarmış.
Ayrıca,kargaların dışkıların toprağa oldukça faydalıymış..
Sevimsiz olarak bilinen kargalar milyonlarca ağacın
oluşmasında rol alıyorlar.Canlıların yaradılışındaki hikmeti
anlamayabiliriz.Anlayamamız onları yok etmemizi gerektirmez.
Çevremizde yaşıyan kediler, köpekler, kuşlar , ağaçlar bir
sebepten vardır. Hiç bir şey sebepsiz ve rastlantısal değildir.
Bir hikmeti vardır.Bunları anlamak için düşünmeliyiz. İnsan
olmanın farkı da bu zaten..
İ.SERDAR SAYAR
VETERİNER HEKİM.
ADANA